d
Follow us
  >  Medeni Hukuk   >  Düğünde Takılan Ziynet Eşyalarının Hukuki Niteliği

Düğünde Takılan Ziynet Eşyalarının Hukuki Niteliği

Okuyacağınız blog yazısı; edinilmiş mallara katılma rejiminin mal kategorileri olan edinilmiş mallar ve kişisel mallar ayrımının kapsamında, düğün merasiminde takılan ziynet eşyaların hukuken kime ait olduğu ve bu hususa ilişkin ispat yükü Yargıtay kararları esas alınarak incelemek amacıyla hazırlanmıştır.


Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar (TMK. mad. 218). Öte yandan her eş, yasal sınırlar içinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir (TMK. mad. 223/1).

Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde her eş diğer eşin zilyetliğinde bulunan mallarını aynen ya da parasal karşılıklarını geri isteyebilir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasında, örf ve âdete, ülke gerçekleri ile yöresel geleneklere göre evlenme sebebiyle kim tarafından alınmış olursa olsun, kadına geleceğinin güvencesi olarak takılan ziynet eşyaları (altın vs.) emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece düğünde kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır[1]. Aynı biçimde düğünde erkeğe takılan fakat daha sonra koca tarafından eşine (kadına) verilen ziynet eşyaları için de kadının herhangi bir biçimde kabulü söz konusu olmadıkça ve aksi de kanıtlanmadıkça kocanın bu eşyaları eşine bağışladığı kabul edilir[2]. Düğün sırasında kocaya takılan paranın kadına bağışladığı kanıtlanamamışsa kadın tarafından kocaya karşı açılan dava reddedilmelidir[3]. Ziynet bağışlanmamış ise kocaya iade edilmelidir[4].

Kim tarafından ve kime takılırsa takılsın düğünde takılan tüm ziynetlerin kadına ait olduğu kabul edilmiştir. Ancak koca tarafından kendisine takılan ziynetlerin kendine ait olduğu yönünde savunma hakkı mevcuttur[5]. Bu sebeple tarafların oturduğu ya da geldikleri çevre itibariyle düğünde damada takılan ziynetlerin de geline ait olup olmadığı hususundaki örf ve adetler tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Menkul bir şeyin zilyedi onun maliki kabul edilir. TMK. mad. 1 gereğince hâkim kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisine sahiptir. Taraflar zilyetlik karinesinin aksini her türlü delil ile kanıtlayabilir. Bu nedenle mahkemece, eşlerin oturduğu ya da geldikleri çevre itibariyle düğünde damada takılan ziynetlerin de geline ait olup olmadığı hususundaki örf ve adetler tespit edilerek, ilgili örf ve adetler gereğince erkeğe takılan takılarda kadına bağışlanmış sayılıyorsa iade edilmemek üzere kendisine verildiğini kanıtlamadıkça damat, iade ve tazmin ile yükümlüdür[6]. Ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının koca tarafından kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükümlülüğünden kurtulur[7]. Ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır[8]. İade edilmeme koşuluyla verildiği kanıtlanmadıkça; bunların koca tarafından borçları için bozdurulup harcanması; onu iade borcundan kurtarmaz[9]. Evlilik birliği içerisinde ortak giderler için bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde, erkek lehine hak çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir[10].

Ziynetler taşıması kolay eşyalardır. Kadının ziynetlerinin götürülmesine engel olunduğu ve zorla elinden alındığı veya daha önce de götürme fırsatı yakalayamadığı yönünde bir iddiası varsa bunu kanıtlamalıdır[11].

Kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur[12]. Düğünde takılan altın ile para bağış niteliğindedir ve kadının mülkiyetine geçmiştir. TMK. hükümlerine göre evin ihtiyacını karşılamak kocanın yükümlülüğü altındadır. Bunun içindir ki kocanın altınları ailenin gereksinmeleri için harcanmış olması, bunları aynen veya bedelini ödeme yükümlüğünden kurtarmaz[13].

Ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcudiyetine ilişkin bir uyuşmazlık söz konusuysa düğün fotoğrafları ve düğün CD’si delil teşkil eder[14]. Altınların cins ve miktarı konusunda düğün CD’nde bilirkişilerce incelenip belirlenmesi de mümkündür ve yine delil teşkil edecektir[15].

 

 DİP NOTLAR:

[1]Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 3.4.2014  tarihli 2013/20524 E. 2014/5390 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:02). Aynı yönde, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 12.3.2015 tarihli 2014/10588 E. 2015/3965 K. sayılı kararı için bkz. www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:33).

[2]Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 17.12.2009 tarihli 2009/2348 E. 2009/6173 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:17).

[3]GENÇCAN Ömer Uğur, Mal Rejimine İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, 1. Bası, Ankara 2002, syf. 280.

[4] GENÇCAN,  syf. 286.

[5] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 5.4.2012 tarihli 2012/1561 E. 2012/5415 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:15).

[6]Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.12.2014 tarihli 2014/26823 E. 2014/26223 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:42).

[7]Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 6.2.2012 tarihli 2011/12866 E. 2012/1476 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:30).

[8]Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 28.1.2014 tarihli 2013/26686 E. 2014/1533 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:27).

[9]Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.12.2014 tarihli 2014/26823 E. 2014/26223 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:42).

[10]Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 3.7.2013  tarihli 2012/6-1849 E. 2013/1006 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:57). Aynı yönde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 10.11.2014 tarihli 2014/11692 E. 2014/22275 K. sayılı kararı için bkz. www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:44)

[11] GENÇCAN, syf. 233.

[12]Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 26.9.2011 tarihli 2011/10163 E. 2011/9626 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:46).

[13]Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 24.1.2005 tarihli 2004/6794 E. 2005/157 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 17:04).

[14]GENÇCAN, syf. 465, aynı yönde; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 20.4.2011 tarihli 2011/4115 E. 2011/5097 K. sayılı kararı için bkz. www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 17:02).

[15]Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 9.7.2012 tarihli 2012/7861 E. 2012/10249 K. sayılı kararı için bkz.www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi ve Saati: 08.07.2015, 16:59).