Yayım Sözleşmesi
Bu blog
yazısı yayım sözleşmesi hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Bu
kapsamda öncelikle
yayım
sözleşmesi ve eser kavramı tanımlanacak, ardından yayım sözleşmesi kapsamında
yayımlatan ve yayımcının eser üzerindeki haklarından bahsedilecektir.
1. Giriş
Yayım
sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 487. maddesinde
düzenlenmiş olup ilgili maddede yayım sözleşmesi “bir fikir ve sanat eseri sahibinin veya halefinin, o eseri yayımlanmak
üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da onu çoğaltarak yayımlamayı üstlendiği
sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir başka deyiş ile yayım sözleşmesi
ile eser sahibi, eserin çoğaltma ve yayma hakkını yayımlayana devrederken
yayımlayan da eseri çoğaltma ve yayma mükellefiyetini yüklenmektedir.
Yayım
sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu içerisinde özel bir durum arz etmekle birlikte bu
sözleşme türü, asıl olarak 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (“FSEK)
düzenlenen bir alan olan telif hakları konusu ile yakın irtibat içerisindedir.
Telif hakkı, sahibinin hususiyetini taşıyan ve FSEK’te sayılan eser gruplarına
giren her türden fikir ve sanat ürünü üzerinde eser sahibinin veya haleflerinin
sahip olduğu mali haklar olarak tanımlanmaktadır. Yayım sözleşmesinin konusu
ise FSEK’te sayılan mali haklardan yalnızca eserin çoğaltılması ve yayınlanması
hakkına ilişkindir.
İfade
edildiği üzere, yayım sözleşmesinin konusunu yayımlanmak üzere yayımcıya
bırakılan eser oluşturmaktadır. Ancak eser kavramının tanımına gerek Türk
Borçlar Kanunu gerek Borçlar Kanunu altında yer verilmemiştir. Madde 487’de yer
alan ve yayımlatan için kullanılan “bir fikir ve sanat eseri sahibi veya
halefi” yönündeki düzenleme de düşünülürse, eser kavramı için FSEK’te düzenleme
altına alınan eser tanımına gidilmesi gerektiği sonucuna ulaşılabilecektir [1]. FSEK 1/B maddesi altında yer alan “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve
edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi
fikir ve sanat mahsulleri” şeklindeki eser tanımı doğrultusunda, yeni
düzenlemede yayım sözleşmesinin konusuna çoğaltılarak yaymaya uygun olan her
türlü eserin dâhil olduğu söylenebilecektir.
Aşağıda
ayrıntılarıyla yer verileceği üzere, bir eser üzerinde hem yayımlatanın hem de
yayımcının hakları bulunmaktadır. Bu kapsamda kısaca eser sahibi, yayımlatan ve
yayımcı kavramlarına bakacak olursak;
Kanun,
yayım sözleşmesine konu eseri tanımlamış ardından eser sahibini “eseri meydana
getiren kişi” olarak ifade etmiştir. Yayımlatan kavramı ise eser sahibinden
daha geniş bir kavram olup eser sahibini ifade edebileceği gibi eser sahibinin
eseri üzerindeki mali hakları kullanmaya yetkili bulunan bir mali hak sahibini
de ifade edebilir. Yayımlatan tarafından bir eserin çoğaltılması ve
yayımlanması amacıyla bırakıldığı kişi ise yayımcı olarak tanımlanmaktadır.
2. Yayım
Sözleşmesi ve Unsurları
Yukarıda
da ifade edildiği üzere yayım sözleşmesi, bir fikir ve sanat eseri sahibinin
veya halefinin, o eseri yayımlanmak üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da
onu çoğaltarak yayımlamayı üstlendiği sözleşmedir. TBK’da bahsi geçen yayım
sözleşmesinin konusunu FSEK’te sayılan mali haklardan yalnızca çoğaltma ve
yayma hakkı oluşturmaktadır. Bu sebeple çoğaltma ve yayma hakkı dışındaki mali
hakların devrine yönelik bir sözleşme, TBK anlamında bir yayım sözleşmesi
olmadığı gibi çoğaltma ve yayma haklarından yalnızca birinin devri de yayım
sözleşmesine vücut vermemektedir[2].
Sözleşmenin
şekline değinecek olursak, yayım sözleşmesinin şekli TBK’nın 488. maddesi
altında “yayım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına
bağlıdır.” şeklinde açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda taraflar arasındaki
sözleşme yazılı olacak, tarafların hak ve yükümlülükleri sözleşmede açıkça
yazılacaktır. Nitekim hakların kullanımı ve sınırları, yayımlatan ile yayımcı
arasında yapılan sözleşmenin içeriği ile yakından ilgilidir.
2.1. Sözleşme
süresi
Yayımlatma
hakkının geçişi TBK m.489’da düzenlenmiştir. İlgili hükme göre, yayım
sözleşmesi ile eser sahibinin hakları sözleşme süresiyle bağlı olarak yayıncıya
geçmektedir. Kanunkoyucu tarafından da taraflara sözleşmenin süresini veya
baskı adedini kararlaştırma zorunluluğu getirilmiştir.
2.2. Basım
sayısı
Yukarıda
da ifade edildiği üzere, akdedilen sözleşmede basım sayısının belirtilmesi
gerekmektedir. TBK m.491’e göre sözleşmede basım sayısı belirtilmemişse
yayımcının ancak bir basım yapma hakkı bulunmaktadır. Sözleşmede yayımcıya
belirli birkaç basım veya bütün yeni basımları yapma yetkisi verildiği
hâllerde, yayımcı eserin baskı adedi tükenmiş iken yeni bir basım yapmayı ihmal
ederse, yayımlatan yeni basım için yayımcıya uygun bir süre verir. Yayımcı,
verilen süre içinde basımı gerçekleştirmezse; yayımlatan sözleşmeden cayabilir.
3.
Yayımlatanın hakları
TBK
kapsamında yayımlatanın hakları özetle; yayımlatanın eserini düzeltme ve
iyileştirme hakkı, yayımlatanın eserlerini bir arada basma ve ayrı ayrı yayma
hakkı, yayımlatanın çeviri hakkı, yayımlatanın bedel isteme hakkı olmak üzere
dört hak altında toplanmaktadır. Bu haklara özetle değinilecek olursa;
i. Yayımcının eserini düzeltme ve
iyileştirme hakkı:
TBK m. 493
uyarınca yayımlatan eseri üzerinde düzeltme ve iyileştirme yapabilme hakkını
haizdir. Ancak bu iyileştirme ve düzeltmenin yayımcının menfaatlerini
zedeleyecek boyutta olmaması gerekmektedir. Kanun koyucu burada eser sahibine
düzeltme ve iyileştirme hakkı tanırken, eser sahibinin haleflerine sadece eseri
güncelleme hakkı vermektedir. Maddenin gerekçesinde haleflere yönelik olan bu
yeniliğin amacının, “eser sahibinin ölümünden sonra mirasçılarının da eseri
güncelleştirmek suretiyle bu eserden doğan mali haklardan gerektiği gibi
yararlanmaları…” olduğu belirtilmiştir.
[3].
Bu
düzeltme ve iyileştirme sonucunda sözleşmede öngörülmemiş olağandışı giderler
yayımlatan tarafından, olağan değişiklikler ise yayımcı tarafından
karşılanmalıdır. İlgili maddede ayrıca yayımlatana iyileştirme, haleflerine de
güncelleştirme imkânı vermeden yayımcının yeni bir basım yapma ve eseri
çoğaltma hakkının olmadığı hükme bağlanmıştır.
ii. Yayımlatanın bir arada basım ve
ayrı ayrı yayım hakkı: Kanun kapsamında esasen yayımlatana
birden çok eserini ayrı ayrı, bütün eserlerini yahut bir türünü bir arada
yayımlama hakkı tanırken yayımcıya bu haklar doğrudan tanınmamıştır.
iii. Çeviri hakkı: Yayım sözleşmesinde yayımlatanın
çeviri hakkının yayımcıya geçebilmesi için bunun sözleşmede açıkça belirtilmiş
olması gerekmektedir. Aksi halde, sözleşmede buna dair bir husus yoksa
yayımcının doğrudan eserin çevrilmesine dair bir hakkı olmayacaktır.
iv. Bedel isteme hakkı: Yayım sözleşmesinde bedel,
taraflarca belirlenir ve aksi kararlaştırılmadıkça yayımlatan bedelin
ödenmesini isteyebilmektedir. Şayet sözleşmede ödenecek bir miktar
belirlenmemişse bedel, hâkim tarafından belirlenir. Birden fazla basım yapılacağı
kararlaştırılacaksa ilk basım için kararlaştırılan bedelin sonraki basımlar
için de uygulanacağı kabul edilmiş sayılır.
Bahsi
geçen bedel eser bütün olarak yayımlanacaksa tamamının, bölümler halinde
yayımlanacaksa her bölümünün basımından ve satışa hazır duruma getirilmesinden
sonra ödenir. Aksi kararlaştırılmadıkça yayımlatanın teamüle uygun olarak
eserden belirli bir miktarda bedelsiz alma hakkı bulunmaktadır.
4. Yayımcının
Hakları
Eser
üzerindeki yayımcının hakları genel olarak eser sahibi ile akdetmiş olduğu
yayım sözleşmesi ile belirlenmektedir. Bunun yanı sıra sözleşme konusu eseri
çoğaltma, yayma, kaza ile yok olan nüshaları tekrar basma borçları aynı zamanda
yayımcının sözleşme gereği sahip olduğu yükümlülükleri teşkil etmektedir [4].
Bu
hususta esas olan yayımcının eseri çoğaltma ve yayma hakkıdır. TBK m.490/I
uyarınca, yayım sözleşmesinde süre belirlendiği takdirde, bu süre eserin
çoğaltma ve yayımını kapsar. Yayımcının eserin kendisine tesliminden sonra
makul bir sürede çoğaltmayı gerçekleştirerek yayımını sağlayacağı
düşünülmektedir. Yayımcının çoğaltma ve yayma haklarını devralmakla edindiği
yetkilerin tümü “yayım hakkı” kavramı ile ifade edilir. Çoğaltma ve yayma borçları yayımcının hem
asıl borcu hem de hakkıdır. [5].
5. Yayımlatan
ve Yayımcı Arasındaki Sözleşmenin Üçüncü Kişiye Devri
Yayımcı
ile yayımlatan arasında akdedilen sözleşmede yer alacak kimi unsurların, hakların üçüncü kişiye devrinde büyük önemi
bulunmaktadır. Bu unsurlar; sözleşmenin süresi, basım âdeti, yayımlatanın
yazılı muvafakatidir.
Öncelikle
belirtmek gerekir ki, yayımcının üçüncü kişilere sözleşmeyi ve bu kapsamda hak
ve yükümlülüklerini devretmesi durumunda, eser sahibi veya mirasçılarının
yazılı muvafakati gerekmektedir. Aksi takdirde yayımlatanın mali ve manevi
haklarına ilişkin olarak tecavüzün ref’i, tecavüzün men’i ve tazminat davası
açabilme hakkını haizdir.
Ayrıca
eser sahibinin hakları sözleşme süresi ile bağlı olarak yayımcıya geçtiği
düşünülürse de işbu yayımcının başka bir yayımcı ile anlaşma yapması halinde
sözleşmede belirtilen süre ile sınırlı bir devrin olacağı açıktır. Bir başka
deyişle, her hâlükârda sözleşme süresinin sona ermesinden dolayı hakka sahip
olmayan tarafın bu hakkı devredebilmesi de mümkün değildir. Yine aynı şekilde,
sözleşmede kararlaştırılan basım sayısı ile sınırlı olarak devir
gerçekleşebilecektir.
KAYNAKÇA
[1] Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet
Hukuku, 2005
[2]
Başak Bak, “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yayın
Sözleşmesine İlişkin Getirdiği Yenilikler ve Bu Düzenlemelere Yönelik
Eleştiriler”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2012/101, s.27
[3] Cevdet Yavuz, Türk Borçlar Hukuku
Özel Hükümler, 2014, s.1094
[4] Cevdet Yavuz, Türk Borçlar Hukuku
Özel Hükümler, 2014, s.1087
[5]Emre CUMALIOĞLU, Zeynep ERVERDİ, “Türk
Borçlar Kanunu’nun Yayım Sözlenmesine İlişkin Hükümleri ile Yapılan Değişiklikler
ve Getirilen Yenilikler”, Prof. Dr. Mustafa Dural’a Armağan, s.389 vd.