d
Follow us
  >  Diğer   >  Hukuk Sigortası

Hukuk Sigortası

[

I. Genel Olarak Hukuk Sigortası

Hukuk sigortası; sigortacının, sigortalının taraf olduğu ve poliçe kapsamıyla sınırlı olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri ile diğer edimleri, ödenen prim karşılığında karşılamayı üstlendiği sigorta türüdür. Hukuk sigortası, “hukuki himaye sigortası” veya “hukuksal koruma sigortası” olarak da adlandırılmaktadır.
Avrupa ülkelerinde yıllardır uygulanmakta olan bu sigorta türü gerekli yasal düzenlemeler olmasına rağmen Türkiye’de yaygın olarak uygulanmamaktadır. Sigortacılık Kanunu’nun 5. maddesine istinaden çıkarılan 11.07.2007 tarih ve 2007/1 Nolu Sigorta Branşlarına İlişkin Tebliğ Ek-1’de yer alan “Hayat Dışı Sigorta Grubu Sigorta Branşları ve Bu Branşlar Altında Yapılabilecek Tazminat Ödemeleri” başlığının 17. bendinde “Hukuksal Koruma”ya yer verilmiştir. Buna göre hukuksal çıkarların korunması için yapılması gereken giderlere bağlı ödemeler sigorta tazminatının konusunu oluşturabilecektir. Böylelikle ülkemizde hukuk sigortası kanuni dayanağa kavuşmuştur.
II. Sigorta Akdinin Hüküm ve Sonuçları

Hukuk sigortasında sigortalı gerçek veya tüzel kişi olabilir. Dernek, vakıf veya sendika üyelerinin kül halinde sigortalanması da mümkündür. Yani tüzel kişiler de üyelerinin faaliyet alanlarındaki hukuki meseleleri sigortalayabilmektedirler. Bu sigortadan sadece gerçek kişilerin değil meslek örgütlerinin, şirketlerin de yaralanacağı düşünüldüğünde hukuk sigortasının ekonomik hayatta hukuki güvenceyi artıracağı sonucuna ulaşılır. Diğer taraftan derneklerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin üyelerini koruma altına almaktaki başarıları artacaktır. Dolayısıyla hukuk sigortasının kolektif hareket etme ve sivil toplum bilincini olumlu etkileyeceği söylenebilir.
Bu sigorta türünde sigorta ettirenin asli yükümlülüğü prim ödeme borcu, sigortacının asli yükümlüğü ise sigorta ettirenin hukuki menfaatlerinin korunması için gerekli masrafları üstlenmektir. Akdin kurulması herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Hukuk sigortası akdi, sigorta ettirenin teklifi ve sigortacının kabulü ile kurulur. Sigorta koruması ise primin ödenmesiyle başlar[1].
Hukuk sigortasında riziko; sigortalının ileri süreceği tazminat istemlerinde tazminat talebine konu teşkil eden zararın gerçekleştiği anda, ceza, disiplin veya meslek kurallarına aykırılıkla suçlandığı hallerdesigortalının söz konusu hükümlere aykırı davrandığı ya da davranmaya başladığı varsayılan anda gerçekleşmiş sayılır. Bunun dışında kalan tüm hallerde sigortalının ya da uyuşmazlıkla ilgili diğer kişi veya kişilerin, objektif ve sübjektif yükümlülüklerini ihlal ettiği, ihlal etmiş sayıldığı yahut ihlal ettiği varsayılan anda gerçekleşmiş sayılır.
Hukuk sigortası akdi; tarafların kararlaştırdığı sürenin sona ermesi, rizikonun ortadan kalkması, primin ödenmesinde sigorta ettirenin temerrüde düşmesi halinde olağan fesih ve sigortacının rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta himayesini sağlamayı reddetmesi halinde sigorta ettirenin akdi feshetmesinde olduğu gibi olağanüstü fesih ile sona erebilir.
Hukuki koruma sağlanabilmesi için kişinin mağdur ve haklı olması gerekir. Sigortacı, sigortalının haksız olduğu bir davayı açmasına destek olmaz. Sigortacı, sigortalının koruma istediği davanın, sigorta yaptırmamış bu nedenle de yargılama masraflarını bizzat karşılayan makul dürüst kimselerin takibinden vazgeçeceği bir dava niteliğinde olmaması halinde sigortalıya hukuki koruma sağlamaktadır.
Hukuk sigortasına bağlı olarak gerekli hukuki yardımda bulunan avukat, buna ilişkin tüm masrafları sigorta şirketinden tahsil eder. Böylece avukatlar her ne kadar sigortadan doğrudan faydalanmasa da alacakları ücret dolaylı olarak garanti altına alınmaktadır.
III. Hukuk Sigortasının Kapsamı ve Çeşitleri

Poliçe dönemi içerisinde vuku bulan bir olay ya da imzalanan bir sözleşme sonucunda yine poliçe dönemi içerisinde başlayan, poliçe kapsamındaki hukuki süreçlerle ilgili sigortalının kendi avukatlarına ve yargılama giderlerine ilişkin masraflar, poliçede belirtilen limitler çerçevesinde teminat kapsamındadır. Hukuk sigortası, poliçe dönemi içerisinde oluşan ihtilaf ve sulh süreçleri için gerekli olan avukat vekâlet ücretlerini, dava masraflarını kapsamaktadır. İhtilaf ve sulh süreçlerinin ne şekilde teminata dâhil olacağı hukuksal koruma sigortasının genel ve özel şartları doğrultusunda değerlendirilir.
Hukuki koruma sigortası kapsamında; sürücü-motorlu araca bağlı hukuki koruma, taşınmaz mala bağlı hukuki koruma, kişi-aile hukuki koruması teminat altına alınabilir. Bunlar yanında ek sözleşme ile; aile ve miras hukuku, inşaat sözleşmeleri, maden, taş ocakları ve orman hukuku, vergi ve kamu alacaklarından doğan işlemler, gümrük hukuku ile ilgili işlemler, çekişmesiz yargı işleri, uluslararası yargı yolları, iflas ve konkordato ile ilgili işlemler de teminat altına alınabilir.
IV. Hukuk Sigortasının ‘Sosyal Devlet’ İlkesi Yönünden İncelenmesi

Hak arama hürriyeti Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerdendir. Anayasa’nın 36. maddesine göre, “herkes meşru yollarla yargı mercileri önünde davalı veya davacı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.”  Anayasanın 5. maddesinde ise; devletin temel amaç ve görevlerinden birinin kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan engelleri kaldırmaya çalışmak olduğu ifade edilmiştir. Devlet Anayasa’nın kendisine verdiği bu ödevi özel hukuk ve idare hukuku alanında “adli yardım”, ceza hukuku alanında ise “mecburi müdafilik” kurumuyla yerine getirmeye çalışmaktadır.
Adli yardım, haklı olan bir kimsenin fakirliği nedeniyle davanın gerektirdiği mali yükten geçici olarak muaf tutulduğu müessesedir. Mecburi müdafilik sisteminde ise kişi kendisine müdafi seçemeyecek durumdadır. Bu nedenle devlet sanık için müdafi tayini yapar. Fakat her iki kurumdan da yararlanmak belirli şartlara bağlanmıştır. Bu şartları sağlayamayan dar gelirli kesim, davanın açılmasıyla doğan mali yükümlülüklere katlanma korkusuyla haklı olduklarına inandıkları meselelerde bile haklarını takip etmekten vazgeçmektedir veya üçüncü kişilerin haksız taleplerine boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Ekonomik yönden güçlü olan taraf dar gelirli tarafın dava açma korkusundan ve açılan davaya devam etmesindeki güçlükten faydalanarak sulh olmayı ve dava sonucunda elde edeceğinden fazlasını elde etmeyi sağlayabilmektedir. Hak aramada karşılaşılan bu durumlar, kişilerin hem hukuken zor durumda kalmalarının hem de haklarına kavuşamamalarının temel nedenini teşkil etmektedir.
Adli yardım” ve “zorunlu müdafilik” kurumlarının hak arama sürecinde yaşanılan eşitsizliği gidermede yeterli olmaması, hukuk sigortası fikrinin doğumuna neden olmuştur. Hukuk sigortası toplumun her kesiminin hukuk sistemine etkin olarak katılabilmesinde rol oynayabilecek bir müessesedir. Yüksek yargılama giderlerini karşılamaya yarayan hukuk sigortası, hak arama özgürlüğünün sağlanması açısından önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğünün bir gereği olarak, belirli statüde bulunan herkesin yararlanmasını sağlayacak şekilde “devlet destekli hukuk sigortasının” doğrudan kanunla düzenlenmesi bir gerekliliktir. Bu gereklilik ise sosyal hukuk devleti olmanın bir sonucudur.
Ülkemizde de kamuoyuna duyurulmuş olan, yargı alanında yapılacak reform çalışmaları ile “devlet destekli hukuk sigortası” düzenlenmesini öngören tasarı, sivil toplum kuruluşlarının da yer alacağı bir platformda tartışılmalı ve uygun yöntem belirlenerek kanunlaşmalıdır. Böylece gelir düzeyi düşük olan vatandaşlar da hukuk sistemine etkin bir şekilde katılabilecek, devletin sağlayacağı prim desteği ile adalet önünde eşit olarak temsil edilebileceklerdir.
DİPNOTLAR: 
1- Şenocak, Kemal, Hukuki Himaye Sigortası, Ankara 1993.
2- Akyol, Devrim, Türkiye’de Hukuk Sigortası Üzerine İnceleme, Ankara Barosu Hukuk Gündemi Dergisi, Bahar 2008/9.
3- Çeker, Mustafa, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Sigorta Hukuku, Adana 2012, 4. Baskı.
4- Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartları için bkz. (http://www.tsb.org.tr/hukuksal-koruma-sigortasi-genel-sartlari.aspx?pageID=486).
5-Hükümet’in tasarı açıklaması için bkz. (http://www.hukukihaber.net/ekonomi/devlet-destekli-hukuki-koruma-sigortasi-geliyor-h65526.html).
[1] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 1421/1 “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.”
      

Post a Comment